Kendimi bildim bileli yazmak istedim. Sevdiğim bir şeyi yazdığımdaki hissettiğim mutluluk inanılmaz. Ne yazık ki çok uzun şeyler yazamıyorum. Puzzle yaparken sahip olduğum sabır yazdıklarımın sonunu herkesten çok merak etmem sebebiyle aceleciliğe dönüşüyor. Tabi disiplinli bir yazı zamanım ve ortamım da yok.

Üstelik aklıma hiç şöyle ağır ve güzel konular gelmiyor. Bir bakmışım yine aşk hikâyesi.

Eh ne yapalım dedim ben de, Barbara Cartland olurum (Ha ha ha, olsam göbek atarım ha, şimdi aşağılar gibi olmayayım yazarı, anladınız siz demek istediğimi :)

Sonra yine R. Bach amca uzandı bir yerden dokundu hislerime. Meraklılar'da eğlenmek için yazan dağ gelinciğini okuduğumda ben de sırf bunun için yazmalıyım işte dedim.

Bu bloğu da yazdıklarım derli toplu dursun diye açtım.

Teşekkür ederim Hikâye'me yazdığınız bütün güzel yorumlar için, yoksa bu yazı burada olmazdı :)

İlk göz ağrım BİR, ikincisi (ismiyle de harika uyan) BİR-İKİM, üçüncüsü fotoğraf makinamın yakaladıklarından oluşan OBJEKTİF ve şimdi de BİR VARMIIŞ BİR YOKMUUŞ ile dörtledik. Bu sene dörtlerden gidiyorum hep hadi hayırlısı :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder